“Yola çıkacak kişinin aşması gereken ilk ve en
önemli engel kendi yerleşikliğidir”..
2. Gün ,
2. Gün ,
Gezende barajında sessiz güzel
bir uykunun ardından yine sabah erkenden, tabiri caizse hortluyorum.....
Abi ne var ne yok, bir şey yok
abicim be..
Akşamdan kalan sohbetimiz
aklımda,” biz her hafta 30-40 kg balık
çıkarıyorduk buradan” şimdi belli neden sabaha kadar bir şey
alamadığınız.İnsanlar her alanda kendi
kazdıkları kuyuya düşüyorlar, nedense en son noktada akılları başına geliyor,
balık alamadıklarına üzülsem mi, sevinsenmi bilemedim.
Bir müddet sonra Umur’ da
uyanıyor.. Odun ateşinde demlediğimiz çaydan sonra hızlı bir kahvaltı faslı ile
toparlanmaya geçiyoruz, Sabah saat 07:00 dağın ardından kendini göstermeye
başlayan güneş, daha ilk dakikalarda tişörtümüzü bedenimize yapıştırmaya yetti.
Toparlanmak la iyi etmişiz.
Günaydın, Simalar farklı geldi
birden, bir gün öncesinde bizi misafir eden görevliler yerini diğer
arkadaşlarına bırakmışlar, onlarda önceki arkadaşlar gibi
misafirperverler.Kendi dolaplarından verdikleri soğuk sularla, sularımızı
yeniliyor, termosu muzu soğuk suyla dolduruyoruz ve düşüyoruz yollara. Hemen
unutmadan satır arasında, Gezende barajındaki görevli tüm arkadaşlara
gösterdikleri yakınlık ve ilgiden dolayı teşekkür ediyoruz..
Bu sefer yollar bildik ve
tanıdık, bunun rahatlığı ve güveni içerisinde hedefimiz Yerköprü şelalesine
doğru ilerliyoruz.
Sıcaktan dolayı insanlar inzivaya
çekilmiş, ortalıkta yer sormak için kimsecikler yok, bu noktada teknoloji
devreye giriyor ve GPS kayıtlarımdan doğru yolda olduğumuzu görünce
ilerliyoruz, birkaç km ilerledikten sonra yol üstünde Elektrik dağıtım
merkezinde görevli olduğunuz düşündüğümüz, konuşması ile o yöreden
olamayacağına karar verdiğimiz arkadaştan da (bey mi demek doğru olur bilemedim) doğru yolda olduğumuz onaylatınca, o
rahatlıkla devam ediyoruz. Sonunda yerköprü şelalesi tabelası karşılıyor bizi.
O ne Umur gördün mü ne diyor
burada , “Yerköprü Şelalesi tabiat parkı
dağdan taş düşmeleri nedeniyle ziyaretçi trafiğine kapatılmıştır.” Buraya kadar gelmişiz görmeden gitmek
kesinlikle olmazdı. Önümüzde iki yol
vardı, hangisini seçeceğimiz konusunda kısa bir istişareden sonra, gelen bir
başka aracın gittiği istikamette devam ettik.Bir müddet araçla ilerleyişimizi
sürdürürken, sağ tarafımızda dağdan kopan neredeyse araç büyüklüğündeki kaya
parçaları gözümüzü korkutmuş, aracımızı uygun bir yere bıraktık.
Yürüyerek çok fazla mesafe kat
etmeden ilerleyicince tabiat parkının neden kapalı olduğu anlaşıldı, sağımızda
bulunan dağ üstündeki kayalar blok halinde aşağıya kaymış ve yolu
kapatmış.Bizimle beraber olan grupla nasıl geçeceğimizi düşünürken, bu bölgenin
geçmişi hakkında fikir sahibi olmadığımızdan, sessizlik konusunda birkaç önerim
olmasına rağmen pek değer görmedi, tam Türk usulü has bel kader bu kayaların
üzerinden geçerek şelaleye ulaştık…..
Şelale bizi ilk karşıladığı andan
itibaren büyüleyici güzellikte tüm ihtişamı ile önümüzde, bense onu
hissedebilmek için sabırsıklık la yanına ineceğim dakikaların geçmesini
bekliyorum.
Bundan sonrasını benim kelime
dağarcığımla bulunduğumuz atmosferi anlatmam, gördüğümüz güzellik karşısında
yetersiz kalacağını düşünüyorum. Kısa bir şelale hakkında bilgi ile sizi görsel
şenliğe davet edeceğim.
Bir gün öncesinde gezdiğimiz
gezende kanyonu sonunda bulunan şelale, üst noktada yer altına inmekte ve
fotoğraflarda gördüğünüz mağara kısmından ve diğer taraftan akan su olarak
tekrar çıkmaktadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder