Ardakalan

3 Ağustos 2015 Pazartesi

02.08.2015 SORGUN GOLU KAMP VE YANGIN KULESI BISIKLET TURU

21:43 Uda4a No comments

Duygularınıza dikkat edin
davranışlarınıza dönüşür...
Davranışlarınıza dikkat edin
alışkanlıklarınıza dönüşür...
Alışkanlıklarınıza dikkat edin
değerlerinize dönüşür...
Değerlerinize dikkat edin
karakterinize dönüşür...
Karakterinize dikkat edin
kaderinize dönüşür... "
(Mahatma GHANDI)

Hafta sonu için planlamış olduğumuz Sorgun gölü kampı için bir iki gün öncesinden hazırlıkları yapmaya başlamıştım, duygularım yaşanılması mümkün olan mutluluğumun önüne geçmiş ve bende bunun farkındalığı ile kendimi sürekli teselli etme gayretindeyim.

fakat göründüğü kadar kolay olmuyordu maalesef.

Yola çıkmak için her sey hazır, sadece beynimin kıvrımlarında ve kalbimin derinliklerinde sakladığım hüzün, endişe korku duguları, anı yaşamamın en büyük engeli.

Cok uzun seneler once ve sonrasında yaptıgım ziyaretlerimde. hala canlılığını koruyan ve dün yaşanmış tazelenen anılarım, sorgun gölünün daha ilk metrelerde farkedilen değişim hissi, eski eski halini çok arayacağımız izlenimini vermişti bile.eni hali Sorgun Piknik Alanı.........

Cadırlarımızı kurup, bugünü mangal günü ilan etmiştik.İmece ve Özkan'ında üstün gayretleri ile güzel yemekler yapılmış, yudumladığımız şarap ve biranın etkisi ile ilerleyen saatlere kadar muhabbetimiz uzamıştı.Yigit Efe'nin ilk kamp heyacanı dışarı vurulan her duygu ve hissiyatta hissedebilmek mümkündü.Saatler ilerledi herkes çadırlarına çekilmiş, bizse Özcan ile dolunayın altında, gölün bir köşesinde üzerimden atamadığım o beni fazlası ile karamsarlaştıran duygu ve düşünceler hakkında fikir alışverişi yapmış, bilgisine ve hisselerine güvendiğim Özcan'ın düşünceleride kararlarımı onaylar nitelikte olmuştu.Artık gereken tek şey. yarınımız adına alacağım kararlar için cesaret.

Gece 3, hayvanlardan beklenmeyen davranışların insandan gelmesi karşılığında "hayvanmısın" kelimesine çok bozuluyorum.Gecenin üçünde kendini bilmez ip sapsız tiplerin bağırış, çağırışları tüm kamp alanının huzurunu bozmuş, insanları uykusundan etmiş, sinirler gerilmişti.Hayvan dan beklenmiyecek hareketlerin, yaradanın en değerli varlığı insanoğlundan gelmesi ne kadarda tuhaf.İnsanoğlu kendini bu kadar aciz duruma düşürebiliyor.
Güneşin ışıklarını gösterip, çadırımın içerisine süzülmesine çok var, dışarısı soğuk, beni saran tulumumun içerisinde neredeyse sobalı bir odayı aratmayacak konfor ve sıcaklıkta uzanıyorum ama uyumak ne mümkün, gecenin sessizliğinde, sessiz olmaya çalışan insan vasıflı mahlukatların vızıltıları bile insanı germeye yetiyor.Zorluyorum kendimi..

Bir kamp alanından beklenmeyecek lezzet ve güzellikte kahvaltımızı yaptıktan sonra, ben, Özcan, Ulaş ve Abdurrahman yangın kulesi istikametine doğru belirlediğimiz parkurumuzda pedallamaya başladık.

Yokuş yokuş çok Yokuş..

İnsan hiç kendinde aramazmış eksikliği, verdiğimiz molalarda bisikletlerin dişli sayılarını sayıyoruz.

Anlaşıldı Ömer bu kadar tırmanmanın altından kalkacak kadar kondisyona sahip değilsin, Özcani abi sende bir şey var mental olarak hazır değilsin.

Sürekli tırmanıyoruz zaman zaman serzenişlerim hat safhaya çıksada, bırakmak yok. yükselen rotamıızın bir noktasında benden bu kadar diyorum, diğer yandan 100 mt ilerde duran virajın arkasını göremeden gidecek olmam bana git gel yaşatıyor.Dönelim madem seslenişine, yok yola devam.

Virajı geçiyoruz yangın kulesine yolumuz çok, benim gidecek dermanım, eve dönüş içinse zamanımız yok.

Yangın kulesinden önceki son tepe nokta, burada geçirdiğmiz güzel dakikalar sonrası, kısa bir tırmanma ardından inişe geçerek kamp alanındayız.

Tatlı bir yorgunluk her halimizden belli olsada herkesde yüzler mutlu, izlediğimiz manzaraların görüntüleri aklımızda, ciğerlerimize doldurduğumuz oksijen ve tadı damağımızda ki soğuk dağ sularının hisleriile kampımızı toplayıp yola çıkıyoruz.

Özcan, Ulaş, Yiğit Efe, Özkan, Abdurrahman, birlikte geçirilen güzel anılar, hafızalara yer edinen espiriler, dostluğunuz ve arkadaşlığınız ve güzel hatıralarla dolu bir gün yaşattığınız için teşekkürler.

Göl Manzarası

Çadırımdan

Turumuzun en iyi biaikletçileri

Çiftleşmeye Çalışan kaplumbağalarımız

Uolumuzdan

Kampımız

Özcanın değimi ile bisikletöiler kralı Shımano

Ulaş hedefi gösteriyor- Zor be Ulaş

Resim yazısı ekle

Sevimli kaplumbağamız Ozkan

Ay ışığında denemeler

Mavi aya bakıyoruz

22 Temmuz 2015 Çarşamba

21.01.2015 ATINOVA SARIMSAKLI AYVALIK PATRICA BURNU BISIKLET TURU

11:40 Uda4a No comments

Senelerce bu bolgede tatil yapmis, bahar aylarinda gelsemde su koylari yurusem diye ic gecirdigim o guzel koylari bu sefer,Ankara dan yola cikmadan once kafamda en kotu ihtimalle her ne olursa olsun yapmak istedigim icin bisikletimle gelmistim.

Bir kac gun once bunlardan bir tanesini gerceklestirmistim ve inanilmaz keyif almistim.Bu gecen bir kac gunluk sure zarfinda hava sicakliklari artmis olmasi planimi degistirmeme engel olamadi.

Sabah uykunun tum mahmurlugu ustume cokmus, kalkmakta ne kadar zorlansamda, tatiliminde son gunleri olacak olmasi nedeni ile bu firsati belki daha yakalayamayacaktim.

Beynim her ne kadar bu saatte ne isin var, yat yattigin yere dese de, kafama koydugum isi her zamanki iradem ile gerceklestirecegim dusuncesi ile yola ciktim/

Kuzeye dogru ilerlerken saatte 8-10 km hiz ile esen poyraz ilerlememe mani olsada, agir agir sarimsakli ya ulasmis, calisan kaslarnedeni ile de uzerimdeki o mahmurlukta gitmisti.Sabahin erken saatinde denizin dinginligi, marti seslerine sehrin sessizligi de eklenince tur keyfini cikarmaya baslamisti.

Ayvalik ile Cunda adasini birbirine baglayan kopru uzerinde hanmli,kizli,erkekli balik tutanlarin ilginc goruntusu esliginde cunda adasina girdim.

Onceleri aracimla gittigim ve korktugum o issiz koylara bisikletimle gelmistim, oncelikle hedefimi gereklestirmenin mutlugu ve her kivrimindaki koylarin guzelligi, camlarin ve zeytin agaclarinin yesilligi ile birlesen denizin mavisi esliginde once 1. rum koyu ve sonrasinda da 2. ve 3. rum koylerine kadar pedalladim.Buralar hakkinda cok fazla bir seyler yazmadan daha cok fotograf paylasmak niyetinde, sadece soylemek istedigim 2. rum koyunde karsilastigin bir teyze nin gercekten goruntusu, sivesi, sari saclari mavi gozleri ile bende biraktigi saskinlik ifadesi sanirim uzun sure hafizamdan silinmeyecek.

3.Rum koyunde ilerleyecek yol bitmis, 2. koy cikisinda gordugum Ayios Dimitri Ta Selina (Ayisigi) manastirina dogru pedallamak niyetindeyim ama artik oglen olmus tahminimce en az 38 derece oldugunu dusundugum sicaklikta gidip gitmeme konusunda ki kararsizligimi netcilendirmeye calisirken buldum kendimi, devam..

Manastir sadece Carsamba gunleri ziyarete acikmis, anladigim kadari ile sabanci ailesi korumasi altinda bulunan alanda, gercekten guvenlik gorevlisine yakisan tavirlari ile karsilayan beyin sicak karsilamasi ve soguk su ikramlari sonrasi manastiri goremeden donmek zorunda kaldim.Her seye ragmen keyifli suren yolculugum sik sik su molalari esliginde Ayvalikta verdigim sicak ve oglen yemegi molasi sonrasi ayni guzergahtan eve dondum.