05-.06.Eylül 2015 tarihlerinde
düzenlenecek olan Beyşehir 3. Geleneksel bisiklet turu na katılım konusunda
karar alma sürecini etkileyen faktörleri ortadan kaldırma yada en aza indirme
konusunda kendimle verdiğim savaş, bir hayal derken Özcan’ın bizi bisikletsiz olarak kabul etmesi
ile bir gerçeğe dönüşmüş oldu.Cuma günü yapılan hazırlıklar ardından, biraz
zahmetli de olsa aracın hazırlanması ile
birlikte vakitli bir saatte yollara düşmüş olduk.
Vakitin geceye yaklaşan
saatlerine doğru Beyşehir’e vardığımızda organizatör arkadaşımız Mustafa bey
ile iletişime geçerek, Cuma gecesi için kamp alanını bulmamız ve kısa bir tanışma faslından sonra, yemek ve
sonrasında çadır hazırlıklarını tamamladıktan sonra, Beyşehir parkındaki çadır
alanımızda Özcan, Abdurrahmen ve ben güzel bir sohbet eşliğinde ilerleyen
saatlere kadar oturduk.
 |
Beyşehir parkında çadır da sohbetimiz. |
Sabah erken saatte çadırları
gezen görevli bayanın kalk nidaları eşliğinde, toparlanma ve yemek faslı
sonrası, kısa bir seromoni peşinden bisikletçiler turlarına hareket ederken,
ben de oğlumla kısa bir Beyşehir turu ve
Cumartesi ve Pazar günü için kamp ihtiyaçlarımızı temin ettikten sonra
araç ile kamp alanına doğru yola koyulduk.
 |
Sabah cadırlarımızı toplarken |
 |
Tur Öncesi Seromoniden |
Tur güzergahından ilerleyerek,
beyşehirin karşı istikametinde bulunan, Yeşildağ, kurucuova, Yenişarbademli,
Gölyaka ve sonrasında daha önce koordinatlarını öğrendiğim kamp alanı yolunda
zaman zaman yapım çalışması nedeni ile bozulan ama bozuldukça manzarası
doyulmayacak derece güzelleşen güzergahımızda ilerleyerek kamp alanına oğlumla
ulaştık.
 |
Beyşehirden Görüntü |
 |
Beyşehir şehir merkezinden Görüntü |
 |
Beyşehir şehir merkezi görüntü |
 |
Beyşehir merkezinden görüntü |
Kamp alanında ki ardıç
ağaçlarının gölgesi, gölden gelen tatlı esintinin bizde verdiği huzur ve
rahatlama duygusunun etkisi ile hemen çadırımızı kurup, kapımızdan gördüğümüz
göl manzarası eşliğinde bir güzel öğlen uykusundan sonra küçük bir keşif gezisi
ve ardından yapılacak en güzel şeyin Beyşehir gölünün serin sularına kendimizi
bırakarak, gölün ve kıyının keyfini çıkarttık.Biz bir yandan kampmızı yaparken
diğer yandan, akşam üstüne doğru kamp alanında organizasyon için gerekli hazırlıklar
son sürat yapılırken, bisiklet turundan gelecekleri beklemeye başlamıştık.
 |
Kamp Cadırımız |
Neredeyse birkaç aile dışında boş
olan kamp alanı turdan dönen bisikletçilerin gelmesi ile arazide açan çiçekler
gibi her taraf birbirinden farklı renk, şekillerde çadırlarla dolmuş, ortalık
birden hareketlenmişti. Özcan ve Ulaş’tan tur ile ilgileri aldıktan ve Ulaşın
bu başarısını tebrikten sonra, Akşam ateşte yapılan güzel kavurmalarımız yedik,
bazılarımız çadırlarına çekilmiş, bazılarımız yörük çadırında eğlenmiş, bense
çadırımın yanında yaktığım küçük kamp ateşinin yanında gökyüzünde yıldızları ve
samanyolunu seyrederken, yakınlardaki çadırdan gelen kahkalara Denis’in de
eşlik ederek
eğlendiğini duyuyordum. Sanırım
yorucu bir gün olmuştu, Denis ile çadırlarımıza çekildik.
Gece vasılalı uyanmaların
ardından sabah erkenden ayaktayız.
Odun ateşinde hazırlanan güzel
sabah kahvaltımız sonrası, Özcanlar ın toparlanmışına yardımcı olmuş, onların
eşyalarını araca yerleştirmiş ve bugünkü tur için onları yolcu etmiş ve kamp
alanında Denis ile yalnız kalmıştık.Denis bir an önce göle girmek için kıyıya
inmek istiyor bense erken saat olması dolayısı ile çeşitli bahanelerle
oyalamaya çalışıyor, kendisine verdiğim hareket saatine kadar herşeyi onun
organize etmesini ve planlamasını istiyorum.Onun planladığı şekilde göle
yüzmeye ve sahilde oyalanmaya gidiyoruz.Yeşilin, turkuaza çaldığı serin sularda
yüzmek uyku mahmurluğumuzu alıyor, çeşitli konularda yaptığımız sohbetler
sonrası, öğlen yemeği için çadırımızın yanına çekiliyoruz.
 |
Yuzdugumuz Sahilden bir görüntü |
 |
Beyşehir Gölü serin sularında yüzüyoruz |
İsmini hatırlayamadığım ve o
yakın yöreden piknik için gelen amcanın sıcak yaklaşımı, odun ateşinde
pişirdikleri sıcak ekmek ikramı ve sonrasında
o an paha biçilemez değeri olan çay ikramı ve sohbetimiz sonrası Dedegül
dağı ve pınargözü hakkında kısa bilgiler aldıktan sonra, artık toparlanma
vaktinin geldiğini belirterek müsaadelerini istiyoruz.
Güzergahın diğer kısmı bizim için
biraz daha gölden uzakta daha çok yeşillikler ve meyve bahçeleri arasında
geçiyor.Beyşehire 20 km kala ve mola da olan turu yakalıyoruz.Kısa Özcan ve
Ulaşla muhabbet sonrası birlikte hareket ederek biz Beyşehir’e ulaşıyoruz.
Bir gün önce yerini bulamadığımız
tarihi Eşrefoğlu camisini dışardan ziyaret ettikten sonra, turu karşılayıp
hazırlıklarımızı yaptıktan sonra Ankara yollarına düşüyoruz.
Ardakalan bu güzel eğlenceli
günler ve yaptıkları organizasyon için Mustafa Varol beye ve bu günleri
yaşamama vesile olan Özcan’ sonsuz teşekkürler.
 |
Beyşehir Gölünden bir manzara |
 |
Kurucuava eski bir ev |
 |
Beyşehir - Gölyaka arası manzara |
 |
Beyşehir golu sahilinden |
 |
Akşam bisikletci arkadaşların dinlenme alanı |
 |
Denis ile eğlenioruz |
 |
Kamp Alanı |
 |
Beyşehir gölünde yüzme keyfi |
 |
OSmanlıdan kalan Camii |
 |
Tur ekibinin şehire girişi |