09.08.2013
Yerel kaynak bilgisi
Mevkii : Azdavay / Kastamonu
Ulaşım : Pınarbaşı ilçesinden 20 Km.
Parkur Zemini : Kanyon içinde akarsu içinde yürüyüş, yer yer halatla inişler yapılmakta bir çok yerde yüzerek ilerlenmektedir.
Parkur Bilgisi :Kastamonu' nun Azdavay ilçesi Çatak köyü sınırları içerisinde bulunan Çatak kanyonunun ilçeye uzaklığı 8 km'dir.Devrekani çayından başlayıp Valla kanyonu istikametinde 8 km uzunluğunda, yan duvar kayaların yüksekliği yer yer 400-880 metreye ulaşmaktadır.Bu kanyonda bulunan sarp kayalıklar Katal, atmaca, doğan gibi yırtıcı kuşların yanı sıra Ayı, ceylan gibi diğer tüm yabani hayvanları bünyesinde barındırmaktadır.Kanyonun techizatsız geçilmesi mümkün değildir.
Yukarıdaki yerel bilgilerden sonra, aslında Valla kanyonu içerisinde bizi karşılayan ve kanyon hakkında bilgiler veren Cemal beyin, Çatak kanyonu ile ilgili kısa bilgileri kulağımda çınlamaya devam ederken devam eden yolculuğumuz, Azdavay ilçesi başlagıcına geldiğimizde sola dönen yarı stabilize yarı toprak yolda 8 km civarında ilerledikten sonra Çatak kanyonu girişine ulaştık.Kanyon yakınlarında bir kaç haneli bir köy dışında, merkeze uzak olması aslında doğal bir yaşamın ortasında kendimizi bulacağımızın bir habercisi idi.Kanyona girdiğimiz sırada Artıyaşam grubu gezisini tamamlamış, orman içerisinde ben ve ailem dışında kimse kalmamıştı.Orman içerisine ilerledikçe muhteşem doğa bizi büyülemiş bir yandan da yaban bir hayatın içerisinde olmak biraz ürkütmüş ama dinginlik ve sessizliğin içerisinde eşimin ve oğlumun ne zaman geleceğiz sızlanmaları eşliğinde, ilerleyişimiz devam etti.Yolumuz üzerinde zaman zaman bilgilendirme levhaları, bölgeye ait endemik bitkiler için hazırlanmış tabelalar, bulunduğunuz ortamı tanımak adına gerçekten çok faydalı oldu.Tahminen orman içerisinde işaretlenmiş patika yolda ilerleyişimizin 1,5 veya 2. km sinde gördüğümüz boz ayılar hakkında bilgi tabelasında bunu da buraya insanları korkutmak için mi koymuşlar şakalaşmaları içerisinde 20-30 metre sonra ulaştığımız bakacak mevki yi görünce, bende ve eşimde oluşan sessizlik ve şaşkınlık, sanırım ömrüm boyunca gözlerimin önünden gitmeyecek bir manzaraya dönüştü.Kelimelerle ifade edilemeyecek, belki daha önce yüksek dağcılık tecrübem olmadığından bundan daha iyisi olduğunu hayal edemeyeceğim bir durumla karşı karşıya kalmıştım.
Asırlar önce meydana gelen depremler nedeni ile oluşmuş kanyon alabildiğince gözlerimizin önünde...
Burada verdiğimiz fotoğraf ve dinlenme ve manzara seyretme molasının ardından artık geldiğimiz patika yolda aracımıza yönelerek ilerlemeye devam ettik.Kızımın kucağımda uyuması ile sessiz ilerleyişimiz sırasında etrafımızda duyduğumuz insan vari konuşmalara benzer sesler bizi ürkütmüş, eşim ve oğluma diğer insanlar dan gelen sesler merak etmeyin, biraz gürültü yaparak yola devam etmeleri ve birbirimizden kopmamamız gerektiği telkinleri eşliğinde adımlarımızı biraz daha hızlandırarak yürümeye devam ettik, sanki biz sustukça onlar ses çıktıyor, biz sesler çıkartıkça onlar susuyor gibi bir ortamda aracımıza ulaşmayı başardık.Aracımızı park ettiğimiz yerde bizden başka bir aracın olmaması eşim ve oğlumun, bu sesler kesinlikle insan sesi değildi ifadesinin şaşkınlığı yüzlerinden okunuyor ve park alınına yakın kısımda kızılcık olabileceğini düşündüğüm meyveleri alacağım sırada duyduğumuz gürleme, bizi gerçekle yüzleştirmişti.
Ankara'ya ulaştığımızda foroğrafını çektiğim bilgilendirme tabelasında bu bölgenin ülkemizde en çok ayı populasyonuna sahip bir bölge olduğunu öğrendim.