Recent Posts

Çatak Kanyonu Kastamonu

Unutmayın ki yaşam aldığımız soluklarla değil, soluk kesen anlarla ölçülür.

Yürüyüş Parkurları GPS Kayıtları

Mutluluk varılacak bir istasyon değil bir yolculuk biçimidir..

Fotoğraflarım

Eğer hikayeyi sözcüklerle anlatabilseydim, yanımda sürekli bir fotoğraf makinesi taşımaya ihtiyaç duymazdım.

Doğa Sporları Hakkında Bilgiler

Daha bir çok bilgi…

24 Haziran 2014 Salı

21-22 HAZIRAN 2014 GUZELYURT IHLARA BISIKLET FESTIVALI

Mutlak yeni yol yoktur,
fakat yola çıkacak kişi açısından
yeni yol çoktur (Oruç Aruoba)



Gezmeye doyamadığım, aklımın bir köşesinde her an kalk gidelim diyebileceğim, yerlerden birisi olan IHLARA vadisinde bisiklet etkinliği ilanını görmemle başlayan heyecanım hafta sonuna yaklaştıkça doruk noktasına ulaşmış, kendimi yollarda bulmuştum. Gece yarısından sonra vardığımız kamp alanımızda, bizden önce gelenleri rahatsız etmemek adına sessizlik içinde, kendimi çadırın içinde buldum.Sabah çadırımın kapısını araladığımda,Hasan dağı  bütün heybetiyle  karşımda, kahvaltımı bu manzarada yapmanın şükranı içerisindeyim.
Yüksek sayıda katılımcının bulunduğu Ihlara bisiklet festivali, Güzelyurt ilçesi merkezinde yapılan kısa konuşma ve serenomi arkasından, pedallar dönmeye başladı..
Güzelyurt İlçe meydanından sağ istikamette kilise cami levhası bulunan, bu mevkide ilk yapılış amacı kilise olarak kullanılan ve daha sonra cami ye dönüştürülerek kullanılmaya başlayan ve sanırım bu nedenle de diğerleri gibi harap olmamış yapıyı ziyaret ettik,


Kamp Alanımız

Kamp alanından Manzaramız -HAsan Dağı






























Güzelyurt İlçe Merkezi









Güzelyurt İlçe Merkezi





Kilise Camii

















Kilise Camii

Kilise Camii - Sanırım İkonlar silinmiş ve boyanmış













Kilise Camiii Farklı görünüm







Kilise camii den sonra yoluma devam ederek, küçük bir vadi içerisinde bulunan ve manastır vadisi olarak bilinen mevkiye geldik.Burada aldığımız en önemli dev değerli bilgi, Hiristiyanlığın bu bölgeden dünyaya yayılmaya başlamış olması.








Manastırlar Vadisi























Manastırlar vadisinden sonra Ilısu köyü ve Ihlara kasabası meydanını ziyaret ettikten sonra , Ihlara termal otel de adımıza hazırlanmış, öğlen yemeğinden sonra, Ihlara vadisine doğru yola çıktık.Buranın özellikleri ile ilgili daha önce blog sayfamda bilgiler olduğu için fotoğrafları paylaşacağım.


















Ihlara vadisinden sonra, Güzelyurt ilçesi sınırlarına yakın bulunan Yüksek kilise mevki gezisinden sonra 1. gün turunu tamamladık.







2. Gün Güzelyurtta bulunan kamp alanından hareket ederek, Gaziemir yeraltı şehirini ziyaretten sonra, sofular vadisi, zaman zaman zorlu toprtak ve kum yollardan tırmanarak öğlen yemeği için Narlı göl Otel mevkiine doğru yol aldık.Hotel mevkinde bulunan krater gölü, yapsından volkan ağzı olduğu belli olan bu göl bizi ihtişamı ile karşıladı. Öğlen yemeği  ardından tekrar geldiğimiz istikametten ilerleyerek ana yoldan Güzelyurt istikametine sıcağında vermiş olduğu etki ile yorucu bir pedallamanın ardından, kamp alanına gelerek, toparlanma hazırlıklarını yaparak, çok güzel anlılarla dönüş yolculuğumuz başladı.
Güzelyurt Ihlara bisiklet festivalinde emeği geçen tüm arkadaşlara teşekkürler.


















































Narlı Göl Efsanesi : Anonim  
 Aksaray’a çok yakın bir yerde, Gülağaç’ın Sofular Kasabası'nda birbirlerini çok severek evlenmiş bir çift ve onların yeni doğmuş bebekleri, küçük, yoksul bir evde yaşarlarmış.
Zaman gelmiş ve genç koca karısını ve bebeğini bırakıp askere gitmek zorundakalmış. Zaman geçmiş, kış bastırmış. Fırtınalı bir günde köyün girişinde uzun beyaz sakallı, bastonlu, yaşlı bir adam belirmiş. Bitkin görünüyormuş, evlerin kapılarını tek tek çalmaya başlamış. Birazcık ekmek ve su istemiş köylülerden. Hiç kimse ama hiç kimse bu adama istediğini vermemiş, yüzüne çarpmışlar kapıyı. Bir ev dışında…
Genç kadın aceleyle bir bardak su ve bir parça ekmek getirmiş yaşlı adama. Adam; “kızım çocuğunu da al ve şu dağa çık. Dağın tepesine gelene kadarda arkana bakma” demiş genç kadına.
Kadın yaşlı adamın sözünü tutup yola koyulmuş. Tam zirveye varmak üzereyken yorulup ve birazcıkta merakına yenik düşüp arkaya bakmış. O anda kadının göğsünden sular fışkırmaya başlamış. Öyle ki bütün köy sular altında kalmış. Kadın ve çocuk ise taşa dönüşmüşler öylece…
Rivayet edilir ki; bu göl senede bir kurban alırmış ve hiç kimse o cesedi bulamazmış, ta ki yedi sene sonra göl cesedi dışarı fırlatana kadar.
Ve yine rivayet edilir ki Narlıgöl kurban istediğinde bağırımış…


28 Nisan 2014 Pazartesi

27.04.2014 Bürnük -Şirinyazı göleti Doğa yürüyüşü

Aylar sonra,
       
Bürnük - Şirinyazı Göleti 
Sabah, kızımın ben ve abisine beni bırakmayın diye yalvaran haykırışları kapanan kapının arkasından hala kulaklarımı çınlatmaya devam ederken, kendimi arabayı çalıştırmış yola düşmüş vaziyette bulmuştum. İçimde isimlendiremediğim o yılgınlık, bezginlik duygusunun doğaya karışmam ile son bulacağından emin hızla buluşma yerine ilerleyişim ile birlikte artık oğlumla beraber, Mengen Bürnük yolunda bulmuştuk kendimizi. Yürüyüş yapacağımız Şirinyazı göletine vardığımızda aracın penceresinden bakarken, bir kaç ailenin önceki günden atmış olduğu kamp manzarasını görünce, kulaklarımda çınlayan "işte bu" nidaları ile kendimce serzenişte bulunarak, önümüzdeki günlerde bunu gerçekleştirmek üzere, bu duyguyu şimdilik içime gömdüm.
         Nem ve yağmur sıcağının oluşturduğu,  yürüyüşün ilk km'lerinin tırmanma ile geçtiği 3-4 Kilometre bizi biraz zorlasa da, ilerleyen zaman diliminde, güneşin yakıcı etkisini bulutlu bir havaya bırakması, sanki bizim bunaldığımızı hisseden bulutların, zaman zaman çiseleyen yağmuru ile canlanarak devam eden yürüyüş, tepenin arka yüzünde geçtiğimizde ki ağaçların yapısı ve çeşitliliği  ile bambaşka bir hal almıştı.
         Artık irtifa azalarak devam eden ilerleyişimiz, yeşilin her türlü tonunu bize görsel eşliğinde sunan doğayı seyrederken, bir yandan  abilerinin, ablalarının yanında benden uzak yürüyen oğlumu izleyerek, özgür ve kendine güvenen halini  içimden takdir ettim.
         Artık son km'lere yaklaştığımızda, doğada bulunmanın verdiği yüzümdeki gülümseme, uzun zamandır içimde hissettiğim olumsuz duyguların da yavaş yavaş sökülüp atıldığını hisseder gibiydim.
           Gps' imin bilgisayar ekranı 10 kilometreyi devirdiği sıralarda, Denis te serzenişler başlamış, gruptaki diğer insanların ve benim desteklerimle, oğlumun bugüne kadar yaptığı ilk uzun yürüyüşümüzü tamamlamayı başarmıştık.Sanırım Denis' in burada benden aldığı en önemli ders, " Okulda yarış, sporda yarış, hayatta yarış ama doğa sporlarında asla yarışma"
             Yürüyüş sonrası organize edilen, mangal etkinliğinin ardından, başlayan sağanak yağış ile birlikte evin yolunu tuttuk.

           Bu yürüyüş için önce, Serdar arkadaşıma ve sonrasında başta Nilgün hanım olmak üzere, Doping doğa grubuna teşekkürler.

















 Gps iz kaydi Tiklayiniz  sifre icin ulasiniz

28 Ekim 2013 Pazartesi

KÖROĞLU DAĞI KEŞİF VE TIRMANMA FAALİYETİ

Sanırım profesyonel bir dağcı için zirve yapmak amacıyla aranacak en uygun zamanın olduğu ve bizim de Köroğlu dağını seçmemiz herhalde bundan daha uygun şartların bulunduğu bir ortam bulunamazdı. Beş arkadaş olarak karar verdiğimiz faaliyetimiz, Eryaman' dan başlayan hareketimiz yaklaşık saat 11:00 civarlarında yürüyüşe başlayacağımız zirveye yaklaşık 7 km mesafede,orman işçilerinin (çalışanlarının) bulunduğu uygun alanda gerekli hazırlıklar yapıldıktan sonra başladı. vadi tabanına kısa bir inişten sonra, tabanda ki  dere istikametini takip ederek keyifli ve çok güzel manzara eşliğinde yaklaşık 5 km sonra uzaktan gördüğümüz karlı Köroğlu zirvesine doğru yürüyüşümüzü devam ettirdik.
Hava sıcaklığı tabanda en az 17 - 18 derece, gökyüzü açık ve güneşli, rüzgar neredeyse yok denilecek kadar az olan bir ortamda ki faaliyetimiz, 6-6,5 km civarlarında artık dağın kuzey yamaçlarına eğimin biraz daha artarak ve zorlayarak ilerleyişimizi sürdürerek devam ettik.İlk defa yürüyüşe katılan Fikret arkadaşımız, 2000 mt de ilerleyişini sürdüremeyeceğini belirtirek bizi orada bekleyeceğini söylemesi ile kalan dört kişi ile 2.125 mt ye kadar devam eden ilerleyişimiz, bu nokta zirve de bir başka grubun seslerini duymamız bize biraz daha kuvvet vermiş olsa da, kendi adıma uzun zamandır yürümemenin verdiği hamlık ve geç bir zamana kalmamız, bu nedenle de daha hızlı bir tempoda zirve yapılması gerektiğini düşündüğüm için, psikolojik olarak buna da hazır hissetmediğim için bende 2.125 mt de kalmaya karar verdim.Cenk arkadaşımız da bu noktadan sonra zorlamak istemediğini söyleyerek birlikte bekledik.Serdar ve Murat arkadaşlarımız zirve yapmaya kadar vererek tahminim en az % 60 derece eğime sahip yamaçtan ilerleyişlerini sürdürerek zirve yaptılar.
2.125 Mt de molamız sonrası, Fikret arkadaşımızın yanına dönerek zirvede ki arkadaşlarımızın dönmesi ile yaklaşık 8 km bir yürüyüş sonrası aracımıza ulaştık.Zirve nin tadını çıkaramasam da, adını sonradan öğrendiğim Madadost grubu ile onlar  için geleneksel hale gelen Köroğlu zirvesine önümüzdeki sene katılmak için bir sebebim var diyebiliyorum.
Sonuç olarak, zaman olarak daha erken başlayabilseydik herkes zirve yapabilirdi.Tüm bunların yanında bu satırları yazarken hissettiğim içimdeki pozitifliğin tarifi mümkün değil, bunu doğaya çıkan herkes biliyor.Kısaca doğa insanı yeniliyor....
Faaliyetteki arkadaşların hepsine teşekkürler.    

Not : bölge hayvan popülasyonu açısından gerçekten çok zengin, çok sayıda özellikle ayı, kurt ve geyik olduğunu düşündüğümüz izlerle dolu.  















Madadost grubunun zirvede İstiklal marşı töreni -Teşekkürler.








GPS iz kaydını indirebilirisiniz  : İz kaydı
Not : Gps imde ulaşan bir hata nedeni ile Gps son kapattığım yerden başlangıç noktasını almış.

22 Ekim 2013 Salı

Casio Pathfinder PAS400B-5V Kullanım Klavuzu

Yeni edindiğim Casio Pathfinder PAS400B-5V saat kullanım klavuzu nu linkten indirebilirsiniz.
Linkten indirebilirsiniz.
Download

6 Ekim 2013 Pazar

06.10.2013 ANKARA KENT ORMANI / ÇOCUKLARA DOĞA YÜRÜYÜŞ PARKURU

Hafta sonları genel olarak oğlumla, doğa nın içerisinde olabileceğimiz aktiviteler planlar ve bunları da mümkün olduğunca gerçekleştiririz.Bu hafta ki bisiklet ve yürüyüş tercihlerimizden, oğlumun yürüyüşü tercih etmesi  üzerine, ilk başlarda Güvenç göleti bölgesini düşünürken, gelip geçerken gördüğümüz bir defa da içinde bulunduğum Ankara Kurtboğazına yakın bölgede bulunan kent ormanları bölgesine gitmeye karar verdik.Aslında ailecek yaptığımız pazar kahvaltımıza kadar ne yapacağımıza da kesin olarak karar vermemiş, bir süre sonra da yolda bulmuştuk kendimizi.
Üzerinde düşünülmemiş ve hatta bölge hakkında en ufak bir fikire sahip olmadan doğaçlama başlayan yürüyüşümüz, orman içinde devam eden yolu ileride ki ayrımdan sağ tarafa dönerek bölgenin en yüksek noktasına kadar ilerleyişimizi sürdürdük.Bu noktadan sonra yoldan çıkıp orman içinde ilerlemek isteyişimiz, ağaçların genç ve maki ye benzer bitki örtüsü ile kaplı olması nedeni ile mümkün olmasa da, bir nokta da aşağı vadi de ki yolu görmemiz ile orman içinden kestirme yaparak alt vadiye inişimiz biraz zor olsada gerçekleştirdik. Bu nokta da bulunan çeşme yanın da uzun bir mola vererek yanımız da getirdiğimiz yiyeceklerimi atıştırdık.Denis, kendi kendini oyalarken, bu fırsattan istifa de , etraftan bir poşet kuş burnu topladım.Artık toparlanma zamanı gelmiş, tırmanma sırasında ki yoldan daha az kullanıldığı belli olan eski yoldan, aşağı ya doğru ilerleyerek toplamda, 6,76 Km lik yürüyüş sonucunda aracımıza ulaştık.
Ankara ya çok yakın olması, yürüdüğümüz alanın çok büyük bir alanı kaplamaması, çoçuklu aileler için ideal bir yürüyüş alanı, çocukların doğa yürüyüşlerine alışması, doğayı sevmeleri ve doğa ile iç içe olabilecekleri güzel bir alan.

Not . Kurtboğazına gelmeden sol tarafta bulunan Kent orman alanı, kapısında piknik alanı yazmasına rağmen kapısında bulunan güvenlik görevlileri sadece orman alanı içerisinde evleri bulunan şahısların araçları ile girebildiklerini, piknik yapılamayacağını söylemesi çok enteresan.  

İz kaydı  İndiriniz